Yetişkin Obezitesi Beslenmesi
Obezite ve Beslenmenin Yaşam Döngüsündeki Önemi
Beslenme; anne karnında başlayarak yaşamın sonlandığı ana kadar devam eden yaşamın vazgeçilmez bir ihtiyacıdır. İnsanın büyümesi, gelişmesi, hayatını devam ettirebilmesi için gerekli olan besin öğelerini dengeli sağlıklı ve düzenli miktarda alıp vücutta kullanabilmesi durumudur.
Günlük yaşamda bireylerin yaşa, cinsiyete, spor aktivitesine, yaptığı işe, genetik ve fizyolojik özelliklerine ve hastalık durumuna göre değişen günlük enerjiye gereksinimi vardır. Sağlıklı kaliteli bir yaşam sürdürebilmek için, alınan enerji ile harcanan enerjinin dengede tutulması gerekmektedir.
Yetişkin erkeklerde vücut ağırlığının %18’i, kadınlarda ise % 25’ini yağ dokusu oluşturmaktadır. Bu oranın erkeklerde %25, kadınlarda ise %30’un üstüne çıkması obezite için tehlike oluşturmaktadır.
Obezite; Günlük besinlerle alınan kalorinin, harcanan kaloriden fazla olması ve fazla alınan kalorinin vücutta yağ olarak depolanması sonucu ortaya çıkan, yaşam kalitesini ve süresini olumsuz yönde etkileyen bir hastalık olarak kabul edilmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi obezite olarak tanımlanmıştır.
Obezite son yıllarda neden artış gösterdi?
Genetik(kalıtımsal) nedenlerle birlikte, hayat tarzı değişiklikleri, çevresel faktörler bu artıştan sorumlu olarak görülmektedir. Gelişen teknoloji ile birlikte uzaktan kumandalı cihazların kullanımında görülen artış, asansör kullanımı, şehir yaşamı, otobüs kullanımı, servis kullanımı, yarışmaya dayalı sınav sistemleri, dersane-okul temposunun yoğunluğu gibi birçok sebep gösterilebilir. Yeme düzeninde değişmeler, hızlı tüketilen yüksek kalorili besinlere ilginin fazla olması, ayaküstü atıştırmanın çoğalması, çalışan annelerin hazır yiyeceklerle çocuklarını beslemesi gibi etmenler yüzünden obezite arttı.
Obezitede genetiğin rolü var mıdır?
Genetik faktörlerin obezite gelişimindeki etkisi büyük önem taşır. Araştırmalar, ailede obezite öyküsü olan bireylerin çocuklarının da obez olma olasılığının yüksek olduğunu göstermektedir. Özellikle, anne ve babası obez olan ailelerin çocuklarının obez olma ihtimali, genetik yatkınlıklarından dolayı oldukça yüksektir. Eğer anne ve baba obezse, çocukların %50 oranında obez olma riski bulunmaktadır. Bu oran, her iki ebeveynin de obez olduğu durumlarda %90’a kadar yükselmektedir. Bu veriler, genetik predispozisyonun obezite riskini ne derecede artırabileceğini ve sağlık politikalarında bu bilginin nasıl bir rol oynayabileceğini göstermektedir. Bu bağlamda, genetik yatkınlığı olan bireylerde obezite önleme stratejilerinin daha erken yaşlarda başlatılması, yaşam boyu sağlık durumlarının iyileştirilmesine katkıda bulunabilir.
Bu genetik etkileşimlerin yanı sıra, çevresel faktörler ve yaşam tarzı da obezite gelişiminde kritik rol oynamaktadır. Örneğin, yüksek kalorili gıdaların tüketimi, fiziksel aktivite eksikliği ve stres gibi unsurlar, genetik yatkınlığı olan bireylerde obezite riskini daha da artırabilir. Bu nedenle, aşırı şişmanlık ile mücadelede bireysel genetik faktörlerin yanı sıra aile ve toplum düzeyinde sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıklarının teşvik edilmesi ve desteklenmesi büyük önem taşır. Etkili bir önleme ve müdahale programı, genetik predispozisyonu olan bireyler için özelleştirilmiş diyet ve egzersiz planları içermelidir.
Obezite tedavisi
Obezite den korunma, çocukluk döneminde başlamalıdır. Çocuk ve ergenlik döneminde oluşan obezite, yetişkinlik dönemi obezitesi için zemin hazırlamaktadır. Erken yaşlarda sağlıklı beslenme alışkanlıklarının ve aktif bir yaşam tarzının benimsenmesi, bu riski önemli ölçüde azaltabilir. Özellikle okullarda sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivite programlarının entegrasyonu, çocukların aşırı kilo ile mücadelesinde kritik bir rol oynamaktadır.
Bu nedenle önce anne-baba, sonra okul en son çevre düzenli- yeterli ve dengeli beslenme ve fiziksel aktivite konularında bilgilendirilmesi gerekmektedir.
Aşırı kilo tedavisi, sabır isteyen uzun ve süreklilik arz eden bir süreçtir. Obezite hastalığında pek çok faktörün etkili olması, bu hastalığın önlenmesi ve tedavisini son derece güç ve karmaşık hale gelmesine neden olmaktadır. Bu nedenle tedavide doktor, diyetisyen, psikolog oluşan bir ekip gerekmektedir.
Bu hastalığın tedavisinde amaç, gerçekçi bir vücut ağırlığı kaybı hedeflenerek, obeziteye ilişkin morbidite ve mortalite risklerini azaltmak olmalıdır. Kişiye sağlıklı, dengeli ve düzenli beslenme alışkanlığı kazandırmak ve yaşam kalitesini arttırmaktır. Vücut ağırlığının 4 aylık dönemde %10 azalması, aşırı kilonun yol açtığı sağlık sorunlarının önlenmesinde önemli yol katetmek demektir.
Unutulmamalıdır ki ; beslenme, insanın yaşam kalitesini belirler. Sağlığınız ve kaliteli bir yaşam için beslenme ve diyet uzmanı tarafından sizin için hazırlanmış bir beslenme programı ile işe başlayabilirsiniz.
Bu mücadelede beslenme ve diyet uzmanlarımızdan destek almak, tedavi sürecinizde size özel çözümler sunarak yaşam kalitenizi artırmak için önemlidir. Detaylar ve kişisel danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz. Profesyonel yardım alarak sağlıklı bir vücut ağırlığına kavuşun ve etkin adımlar atın.