İnsülin Direnci Beslenmesi ve Diyeti
Son zamanlarda dünyada ve Türkiye’de yaygın görülen bir sorunlardan bir tanesi insülin direncidir. Bu sağlık durumu, hücrelerin insüline olan duyarlılığının azalmasıyla karakterize edilir ve çeşitli metabolik problemlere yol açabilir. Sürekli kilo artışı olan, kilo vermekte zorlanan, tatlı krizleri yaşayan kişiler mutlaka doktora başvurmalıdır. Özellikle modern diyet alışkanlıkları ve hareketsiz yaşam tarzı, insülin direncinin gelişimini tetikleyen başlıca faktörler arasında yer almaktadır. Bu durum uzun vadede Tip 2 diyabet, kalp hastalıkları ve çeşitli kronik sağlık problemlerine sebep olabilir, bu yüzden erken tanı ve müdahale büyük önem taşır.
İnsülin Direnci Nasıl Oluşur?
Pankreasta salgılanan ve kandaki glikoz seviyesini düzenleyen bir hormon insülindir. Kandaki glikoz seviyesinin artması, pankreastaki bazı hücrelerin insülin salgılamasına sebep olur. İnsülin, kandaki glikozu çeşitli dokulara taşır ve kan şekerinin düşmesine yardımcı olur. Glikoz insülin reseptörlerine bağlanarak hücre içerisine girer. Ancak insülin direnci oluştuğunda hücredeki insülin reseptöleri insüline karşı tepkisiz hale gelir. Hücreler enerji sağlayamadığı için iştah artar.
İnsülin direnci geliştiğinde salgılanan insülin yeterli gelmediği için vücut 2 kat daha fazla insülin salgılamak zorunda kalmaktadır. İnsülin yağ yapımını artıran bir hormondur. Bu yüzden bireylerin vücut yağlanması artmaktadır. İnsülin direnci olan bireyler tedavi edilmezse diyabet gelişme riski oluşabilmektedir. Bu süreç, ayrıca kardiyovasküler hastalıklar ve bazı kanser türleri gibi diğer ciddi sağlık sorunlarının riskini de artırabilir. Dolayısıyla, erken teşhis ve hastalığın etkin bir şekilde yönetilmesi büyük önem taşımaktadır.
İnsülin Direncinin tanısı nasıl konur?
Direnç olup olmadığını anlamak için kan testleri önem kazanmaktadır. Öncelikle, açken yapılan testte, kan şekeri ve açlık insülin ölçümü yapılır. Normalde bir kişinin açlık kan şekerinin 100’ün altında olması gerekir. Kan testinde kan şekeri 100’ün altında kalırken insülin yüksek ise, direnç kazanıldığını söylemek mümkündür. Örneğin kan şekeri 95, insülini ise 10 çıkmıştır. Bu durumda direncin varlığından söz etmek doğrudur. Ancak kan şekeri 105, insülin 20 ise, bu kez ciddi bir insülin direnci var demektir.”
İnsülin direncini anlamayı sağlayan diğer değerlendirmeler:
*Beden kitle indeksi 30 ve üzerinde ise
* Kadın için HDL 50’nin, erkek için 40’ın altında ise (HDL düşüklüğü)
*Trigliserid oranı 150’nin üstünde ise,
*Açlık Kan şekeri 100’ün üstünde ise,
*Yüksek tansiyon varsa,
*Bel çevresinin kadında 88 cm, erkekte 100 cm’in üstündeyse,
*Reaktif hipoglisemi belirtleri mevcut ise
Yukarıdaki seçeneklerden en az 3 tanesinin olması, insülin düzeyine bakmadan da İnsülin Direnci olarak tanım oluşturulabilmektedir.
İnsülin Direncinde Beslenme Tedavisi
- Fazla kilosu olan bireylerin en az %10 kilo kaybının olması, direncin kırılmasına yardımcı olur.
- Lif açısından zengin sebze ve meyve tüketmek
- Basit karbonhidratlar ( beyaz ekmek, kek, cips vb) içeren besinlerden uzak durmak.
- Günlük 10 bin adım atmak. Düzenli egzersiz yapmak.
Kısaca doğru bir beslenme programı ile düzenli egzersiz ve doktorunuzun uyguladığı ilaç tedavisi önemli rol oynamaktadır. Bu çok yönlü yaklaşım, kan şekeri seviyelerini optimize ederken, genel sağlık durumunu iyileştirir ve ilerleyen zamanlarda oluşabilecek daha ciddi sağlık sorunlarının önüne geçmeye yardımcı olur.