Tansiyon Hastalığında Diyet
Yüksek Tansiyon (hipertansiyon) nedir?
Yüksek tansiyon veya tıbbi adıyla hipertansiyon, 18 yaşını geçmiş erişkin bireylerde farklı iki günde yapılan en az iki ölçümde büyük tansiyonun (sistolik basınç) 140 mmHg ve üzerinde ya da küçük tansiyonun (diyastolik basınç) 90 mmHg ve üzerinde olması durumudur. Bu değerler, tansiyon hastalığının varlığını gösteren kritik eşiklerdir. Kan basıncının normal kabul edilen sınırları, büyük tansiyon için 120 mmHg’nın, küçük tansiyon için ise 80 mmHg’nın altında olması gerektiğidir. Ancak, yüksek tansiyonun tehlikeli yönü, çoğu zaman belirgin semptomlar göstermemesi ve bireylerin sağlık sorunlarının farkında olmamasıdır. Bu, tansiyon hastalığının uzun vadede kalp, damar, böbrek ve diğer hayati organlar üzerinde ciddi zararlara yol açabilme riskini artırır. Bu nedenle, düzenli sağlık kontrolleri ve tansiyon ölçümleri, erken teşhis ve etkili yönetim için büyük önem taşır.
Kan Basıncının Değerlendirilmesi
Kategori | Sistolik mm Hg | Diyastolik mm Hg |
İstenen-ideal | 120 ve altı | 80 altı |
Hipertansiyon öncüsü | 120-139 | 80-89 |
1.derece hipertansiyon | 140-159 | 90-99 |
2.derece hipertansiyon | 160 ve yüksek | 100 ve yüksek |
Yüksek Tansiyonun Toplumda Görülme Sıklığı Nedir?
Yüksek tansiyon, toplumda oldukça yaygın görülen ve genellikle “sessiz katil” olarak adlandırılan bir durumdur. Tansiyon hastalığı, Türkiye’de her üç kişiden birini etkileyerek ciddi bir halk sağlığı sorunu oluşturmaktadır. Bu durum, özellikle stres ve yaşın ilerlemesiyle birlikte daha da belirginleşmektedir. Yüksek tansiyon, kalp hastalıkları, böbrek yetmezliği ve felç gibi birçok ciddi sağlık probleminin altında yatan ana faktörlerden biri olabilir. Yaşam tarzı değişiklikleri, sağlıklı beslenme alışkanlıkları ve düzenli egzersiz, tansiyon hastalığının yönetilmesinde kritik öneme sahiptir. Ayrıca, düzenli sağlık kontrolleri ve tansiyonunuzu takip etmek, bu hastalığın erken teşhis ve tedavisinde büyük rol oynar.
Yüksek Tansiyon Daha Çok Kimlerde Görülür?
Yüksek tansiyon riskini arttıran birçok faktör söz konusudur:
1- Yaş: Hipertansiyon görülme oranı ilerleyen yaşla birlikte artar.
2- Cinsiyet: 50 yaşın altındaki erkeklerde daha sık görülür. 55 yaşından sonra ise kadınlardaki görülme sıklığı daha fazladır.
3- Genetik yapı: Yüksek tansiyonlu kişilerin yaklaşık % 60’ında ailede de tansiyon yüksekliği vardır.
4- Şişmanlık: Şişmanların yaklaşık % 40’ında yüksek tansiyona rastlanmaktadır.
5- Şeker hastalığı: Şeker hastalarında hipertansiyona çok sık rastlanır.
6- Aşırı tuz tüketimi: Yüksek tansiyona yol açan nedenlerden biridir.
7- spor : Spor yapmayan bireylerde yüksek tansiyon görülme olasılığı arttırır.
8- Alkol tüketimi: Alkol kullananlarda yüksek tansiyon görülme sıklığı artar.
9- Stres: Yüksek tansiyonun ortaya çıkmasını rahatlatır.
Hastaların % 95’inde yüksek tansiyona sebep olabilecek bir hastalık yoktur. Bunlara birincil ( primer) hipertansiyon denir.
Geri kalan % 5 hastada yüksek tansiyon bir nedene ya da hastalığa bağlı olarak ikincil olarak ortaya çıkmıştır. Buna da ikincil hipertansiyon adı verilir.
En sık rastlanan ikincil hipertansiyon nedenleri şunlardır:
- Çok tuzlu işlem görmüş besinlerin tüketilmesi (özellikle tuza hassas kişilerde)
- Böbrek hastalıkları
- Doğuştan büyük atar damarın bir bölümünün dar olması
- Tiroid bezi hastalıkları (Hipertiroidi, hipotiroidi)
Bazı hastalıklar ile birlikte hipertansiyon ortaya çıkar.
Bu hastalıklar diyabet (şeker hastalığı), total kolesterol, LDL kolesterol ve trigliserid düzeylerinden bir ya da bir kaçının yüksek olması ve/ veya HDL kolesterol düzeyinin düşük olması ve obezite’dir.
Bu hastalıkların bir ya da birkaçı yüksek tansiyonla bir araya geldiğinde kan damarlarında sertleşme ve kalp hastalıkları oluşumu hızlandırmaktadır. Buna bir de sigara ve alkol kullanımı, sağlıksız-dengesiz beslenme ve hareketsiz yaşam tarzı eklenirse kalp hastalığı riski çok artmaktadır.
Birincil hipertansiyon uzman doktorlar tarafından uygulanan ilaçlarla tedavi edilir. Ayrıca kişinin yaşam tarzında ve beslenmesinde dikkat edeceği kuralları şöyle sıralayabiliriz.
- Genetiğinde hipertansiyon öyküsü varsa BKİ’ ni 20-25 arasında tutması tercih edilir.
- Sodyum alımı 1,5-2,5 gr. arasında (4-6 gr. tuz) tutulmalıdır. Bu alımı dengeleyebilmek için yemeklere tuz ilave edilmemeli, gerekirse tuzsuz ekmek kullanılmalıdır. Tuzlu ve salamura besinlerden uzak durulmalıdır.
- Alkol alımı mutlaka sınırlandırılmalı. Toplumlarda % 5 oranında alkol alımına bağlı olarak hipertansiyon görülmektedir.
- Doymuş yağ asitleri kullanılmamalıdır. Sıklıkla doymamış bitkisel sıvı yağlar tercih edilmelidir.
- Paketlenmiş hazır şarküteri ürünlerinin tuz içeriği yoğun olduğu için mümkün olduğunca, bu ürünleri tüketmekten kaçınmalıdır.
- Kalorisi yüksek, rafine şeker içeren ürünler mümkün olduğunca az tüketilmelidir.
- Doymuş yağ içermeleri nedeniyle şarküteri ürünlerinden, yoğun tuz içeren salamura yiyecek ve soslardan uzak durulmalıdır.
- omega-3 açısından zengin olan balıkları tüketmeye çalışmalıdır.